Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.
- The campsite isn't accessible by road.
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- The picnic area is easily accessible by road.
Günümüzde, kitaplar herkes için erişilebilir.
- Nowadays, books are accessible to everyone.
Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.
- Guns are readily accessible to Americans.
Benim onun kitaplığına erişimim var.
- I have access to his library.
Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
Sami, Leyla'nın parasına erişmek istiyordu.
- Sami wanted to access Layla's money.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum.
- I feel naked without accessories.
Bu ışıltılı aksesuvar senin svetşörtüne uymuyor. Bunu dene!
- That glittering accessory doesn't go with your sweatshirt. Try this on!
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Nedense benim e-postama erişemedim.
- For some reason I couldn't access my e-mail.
Amaç erişilebilirliktir.
- The goal is accessibility.
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- The picnic area is easily accessible by road.
Şehre demir yolu ile erişilebilir.
- The town is accessible by rail.
an accessible town or mountain.
Minds accessible to reason. - Thomas Babington Macaulay.
The best information ... at present accessible. - Thomas Babington Macaulay.
... to things that are accessible online, ...
... largest accessible collection of human knowledge, human ...