Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
- Variable names in C are case sensitive.
Is there a tour guide available?
- Müsait bir tur rehberi var mı?
Is there a room available for tonight?
- Bu gece için mevcut bir oda var mı?
In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
There's a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
Do you have time to help me?
- Bana yardımcı olmak için zamanın var mı?
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Compulsory military service exists in Turkey.
- Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
God exists, but he forgot the password.
- Tanrı var ama şifreyi unutmuş.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
There are few sites in the Tatar language on the Internet.
- İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
There are 340 species of hummingbirds.
- Sinekkuşlarının 340 türü vardır.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
There is a book on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap var.
Get inside and lock your doors! Close your windows! There is something in the fog!
- İçeri gir ve kapılarını kilitle! Pencerelerini kapat! Sisin içinde bir şey var!
How did you get inside? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
There's someone in there.
- Orada içeride biri var.
I think that there is a man in there.
- Sanırım orada bir adam var.
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
Is there life before death?
- Ölümden önce hayat var mıdır?