a living being or creature

listen to the pronunciation of a living being or creature
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a living being or creature в Английский Язык Турецкий язык словарь

thing
{i} şey

Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır. - The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk. - We talked about various things.

thing
{i} eşya

Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al. - Take things a little more seriously.

Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın. - Please leave my things as they are.

thing
{i} 1. şey, nesne: What's that thing? O ne? How do you start the thing? Bunu nasıl çalıştırıyorsun? Get that thing out of here this minute! Onu
thing
şey, nesne: What's that thing? O ne? How do you start the thing? Bunu nasıl çalıştırıyorsun? Get that thing out of here this minute! Onu
thing
matah
thing
kişi

Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm. - I thought you'd be the last person to do such a thing.

Bütün bu şeyi planlayan kişi sen miydin? - Were you the one who planned this whole thing?

thing
gerekli şey
thing
olay

Tom olaylar hakkında biraz daha olumlu olmayı öğrense, büyük olasılıkla insanlar ondan biraz daha hoşlanır. - If Tom would learn to be a little more positive about things, people would probably like him a bit more.

Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz. - We see things differently, according to whether we are rich or poor.

thing
yaratık
thing
canlı

Tüm canlılar varlığın tek zincirine bağlıdırlar. - All living things are connected in one chain of being.

Tüm canlılar bir gün ölür. - All living things die some day.

thing
nesne

İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt. - People were created to be loved, things were created to be used. The world is in chaos, because everything is opposite.

Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar. - The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.

thing
ihtiyaç

İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar. - People buy things they don't need.

Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı. - Tom bought a few things he didn't need.

thing
{i} konu

Profesör Brown konuları çok iyi açıklıyor. - Professor Brown explains things very well.

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk. - We talked about various things.

thing
{i} kimse

Hiç kimse şimdiye kadar böyle bir şey görmedi. - No one ever saw such a thing.

Bu tür şeylerin neden olduğunu kimse bilmiyor. - Nobody knows why this kind of thing happens.

Английский Язык - Английский Язык
thing

you poor thing.

a living being or creature

    Расстановка переносов

    a li·ving be·ing or crea·ture

    Турецкое произношение

    ı lîvîng biîng ır kriçır

    Произношение

    /ə ˈləvəɴɢ ˈbēəɴɢ ər ˈkrēʧər/ /ə ˈlɪvɪŋ ˈbiːɪŋ ɜr ˈkriːʧɜr/
Избранное