Sürekli nöbet tutmalıyız.
- We must maintain a constant vigil.
Kuş gözlemciliği güzel bir hobi.
- Bird watching is a nice hobby.
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
- She was watching the film with her eyes red in tears.
Leyla ve Sami uyanık olmak zorunda.
- Layla and Sami have to be vigilant.
Sen uyanık olmak zorundasın.
- You have to be vigilant.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.
Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!
- In Soviet Russia, television watches the audience!