Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.
- Several children are playing on the sandy beach.
Kumsalda ateş yaktık.
- We built a fire on the beach.
Onlar plaja gittiler.
- They went to the beach.
Plajdaki kum beyazdı.
- The sand on the beach was white.
Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti.
- Tom and his friends headed towards the beach.
Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
- Tom and his friends sat on the beach and watched the boys swimming.
Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- I live near the sea so I often go to the beach.
Polonya'nın bütün Baltık kıyıları kumsallardan oluşur.
- The whole Baltic coast of Poland is made up of sandy beaches.
O, şehirde karaya oturmuştu.
- She was stranded in the city.
Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read?
O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
- He plucked one of his few strands of beard.
Life's a beach!.
... AH, THERE'S MY MAN. YAMAZAKI, MY BEACH BUDDY. ...
... Cruz Beach Boardwalk and here was right here. ...