(selective list)

listen to the pronunciation of (selective list)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение (selective list) в Английский Язык Турецкий язык словарь

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
works
{i} fabrika

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

O bir fabrikada çalışıyor. - He works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir. - This book is one of the poet's best works.

works
{i} eserler

Tom'un eserlerde çok sayıda projesi var. - Tom has a lot of projects in the works.

Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir. - This book is one of the poet's best works.

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta. - The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
{i} atölye

Boş eller internetin atölyesidir. - Idle hands are the Internet's workshop.

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır. - It works exactly as advertised.

Öğretmenlik yapıyor ama aslında bir vampir. - He works as a teacher, but actually he's a vampire.

works
(Askeri) TAHKİMAT: Bak. "fortification"
works
{i}

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır. - Tom is not a lazy boy. As a matter of fact, he works hard.

works
{i} istihkâm
Английский Язык - Английский Язык
works