reisend

listen to the pronunciation of reisend
Almanca - Türkçe
seyahat
İngilizce - Türkçe

reisend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

travelling
yolculuk

Yalnız yolculuk ediyorum. - I'm travelling alone.

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır. - Travelling is easy these days.

traveling
{s} gezici

Tom bir gezici satış temsilcisiydi. - Tom was a traveling salesman.

travelling
{s} gezici
touring
gezici
touring
{i} gezen
touring
tur
touring
{f} gez

Tom Mary'nin grubuyla geziyor. - Tom is touring with Mary's band.

Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum. - I'm looking forward to touring bookstores in the US.

touring
gezi

Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum. - I'm looking forward to touring bookstores in the US.

Tom Mary'nin grubuyla geziyor. - Tom is touring with Mary's band.

traveling
{f} seyahat et

O, seyahat etmeye alışkındır. - She is used to traveling.

O, seyahat etmeye alışkındır. - He's accustomed to traveling.

journeying
yolculuk
touring
gezerek
traveling
seyahat ederek

Bazı insanlar cumhurbaşkanının seyahat ederek çok fazla zaman harcadığını düşünüyor. - Some people think the president spends too much time traveling.

Tom ve Mary dünya çapında seyahat ederek bir yıl geçirdi. - Tom and Mary spent a year traveling around the world.

travelling
seyahat

O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor. - He likes travelling abroad by air.

Yalnız seyahat ediyorum. - I'm travelling alone.

traveling
{s} seyahat

Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir. - Traveling abroad is one of my favorite things.

Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu. - Poor health prohibited him from traveling.

traveling
{s} seyyar

Bill'in babası bir seyyar satıcıydı. - Bill's father was a traveling salesman.

Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor. - Tom makes a living as a traveling salesman.

travelling
{s} seyyar
Almanca - İngilizce