I am sorry if I disturbed you.
- Sizi rahatsız ettiysem üzgünüm.
The news disturbed her greatly.
- Haber onu çok rahatsız etti.
Tom should be more careful not to bother Mary while she's working.
- Tom, Mary çalışırken rahatsız etmemek için daha dikkatli olmalıdır.
You should be careful not to bother him.
- Onu rahatsız etmemek için dikkatli olmalısın.
I'm sorry to have bothered you.
- Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm sorry that I bothered you.
- Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
I didn't call on you for fear of disturbing you.
- Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
I hope I'm not disturbing you.
- Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
I'm not disturbing you, am I?
- Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
Stop pestering me, I'm busy.
- Beni sürekli rahatsız etme, ben meşgulüm.
He pestered her with questions.
- O sorularla onu rahatsız etti.