Tom, Mary'ye hayret verici bir hikaye anlattı.
 - Tom told Mary an astonishing story.
Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.
 - The astonishing blow finished the match.
Cevap oldukça şaşırtıcıydı.
 - The answer was pretty astonishing.
Cehaletiniz şaşırtıcı.
 - Your ignorance is astonishing.
O, şaşırtıcı şekilde güzeldi.
 - She was astonishingly beautiful.
Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.
 - The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.