Saldırı yeterli planlama yapılmadan başladı.
- The attack began without enough planning.
Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.
- Don't tell Tom that Mary isn't planning on helping his mother.
Tom partiyi planlayarak iyi bir iş yaptı.
- Tom did a good job planning the party.
Tatil sırasında onun nereye gitmeyi planladığını ona soracağım.
- I'll ask him where he is planning to go during the vacation.
Tanrı şahidimdir ki Tom, planladığın sürpriz partiden ona bahsetmedim.
- As God as my witness Tom, I didn't tell her about the surprise party you're planning.
In many cases aggressive tax planning is self-defeating.
... family, planning a day trip to Santa Cruz with ...
... are you planning to wear? ...