pazarlıklı

listen to the pronunciation of pazarlıklı
Türkçe - İngilizce

pazarlıklı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

pazarlık
bargain

He drives a hard bargain. - O sıkı pazarlık yapar.

The union bargained with the management. - Sendika yönetimle pazarlık yaptı.

pazarlık
{i} haggle

We can haggle over price later. - Daha sonra fiyat üzerine pazarlık yapabiliriz.

pazarlık
(Hukuk) deal
pazarlık
bargaining

There will be no bargaining on this issue. - Bu konuda pazarlık olmayacak.

She's good at bargaining the price down. - Pazarlıkta fiyatı kırmada iyidir.

pazarlık
negotiation
pazarlık
haggling

Do you like haggling? - Siz de pazarlık yapmayı sever misiniz?

pazarlık
dicker
pazarlık
higgling
içten pazarlıklı
Evil-intentioned, malevolent
içten pazarlıklı
sneaky, stealthy
içten pazarlıklı
sneaky and two-faced
içten pazarlıklı kimse
dissembler
pazarlık
pennyworth
pazarlık
bargaining, bargain
pazarlık
horse trading
pazarlık
chaffer
Türkçe - Türkçe
Pazarlığı olan
pazarlıklı alışveriş
Pazarlaşmak suretiyle yapılan alım satım
pazarlık
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
içten pazarlıklı
Gizli niyetini açıklamayan

Onun sinsi, içinden pazarlıklı, hatta hilekâr bir adam olduğunu daima düşünürdüm.- A. İlhan.

pazarlık
Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
pazarlık
Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
pazarlık
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme. Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi: "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi."- S. F. Abasıyanık