Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
 - Tom laid the book aside and looked up.
Akşam yemeğinden sonra, George'nin babası onu bir kenara aldı.
 - After dinner, George's dad took him aside.
O bir kenara biraz benzin koydu.
 - He puts aside some gas.
Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
 - Tom laid the book aside and looked up.
Bunu benim için bir yana koy.
 - Lay this aside for me.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
 - All kidding aside, it may work.