İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
O iki kere düşünmezdi.
- He wouldn't have thought twice.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Komite ayda iki kez toplanır.
- The committee meets twice a month.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
İki defa aynı hatayı yaptı.
- He has made the same mistake twice.