old; ancient; of genuine antiquity; as, an antique statue

İngilizce - Türkçe

old; ancient; of genuine antiquity; as, an antique statue teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

antique

antik

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.

Bu antika saat bin dolar değer. - This antique clock is worth one thousand dollars.

antique

{i} antika

Tom antikalar toplar. - Tom collects antiques.

Bana en yakın antikacının nerede olduğu söyler misiniz? - Can you tell me where the nearest antique shop is?

antique

eski zamanlara ait

antique

antika eşya

antique

eski moda

antique

eskilik

antique

eski zaman işi

antique

bir çeşit matbaa harfi

antique

sanatta eski Yunan ve Roma uslubu

antique

antiqueness antikalık

antique

{i} eski sanat eseri

antique

{s} antik, ilk çağlardan kalma

antique

eski devirlerden kalma

antique

(Mimarlık) antik antika

İngilizce - İngilizce

old; ancient; of genuine antiquity; as, an antique statue teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

antique

Heceleme

old; ancient; of ge·nu·ine antiquity; as, an an·tique stat·ue