Bu masa meşeden yapılmıştır.
 - This table is made of good oak.
O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
 - He cut some branches off the oak tree.
O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
 - I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.
 - The oak tree remained standing after the storm.
... WHO CHAINED HIMSELF TO THAT OLD OAK TREE ...