more quickly teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- daha hızlı
- faster
- {f} daha hızlı
Ken senden daha hızlı koşar.
-Ken runs faster than you.
Bir köpek bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
-A dog can run faster than a man can.
- quicker
- {f} daha hızlı
Benden daha hızlısın.
-You're quicker than me.
Bunu yapmayla ilgili yeni yöntemimiz daha hızlı ve daha verimli.
-Our new method of doing that is quicker and more efficient.
- faster
- hızlı
Bir köpek bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
-A dog can run faster than a man can.
Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
-Who runs faster, Ken or Tony?
- quicker
- hızlı
Benden daha hızlısın.
-You're quicker than me.
Hızlı bir şekilde çalışarak işi bitirdi.
-He has worked out a quicker way to get the job finished.
- faster
- hızlan
Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.
-Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster.
Nefes almam hızlandı ve gerildim.
-My breathing got faster and I became tense.
- quicker
- hızlan
- quicker
- hizli