Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
- Life is not an exact science, it is an art.
Kendi canını tehlikeye atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the child at the risk of his own life.
Ülkesi için canından vazgeçti.
- He gave up his life for his country.
Adama ömür boyu hapis cezası verildi.
- The man was given a life sentence.
Sana uzun bir ömür verebilirim.
- I can give you a long life.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
- She soon adjusted to his way of life.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.
- The doll was surprisingly lifelike.
Neredeyse her canlının en içgüdüsel davranışı küçüklerini korumaktır, ve insanlarda bu müdahale hayat boyu sürer.
- The most instinctive act of nearly every creature is to protect its young, and with humans, this response persists for a lifetime.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.