İngilizce - Türkçe
money offered as a bribe teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- soap
- sabun
Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.
-Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime.
O, sabun kabarcıklarını üfledi.
-He blew soap bubbles.
- soap
- {i} TV, radyo melodram dizisi
- soap
- tv/radyo melodram dizisi
- soap
- sabun sürmek
- soap
- açmalık
- soap
- yağ çekmek
- soap
- sabunlamak
- soap
- {f} sabunla
Ellerinizi sabunla yıkayın.
-Wash your hands with soap.
Ellerini bir kalıp sabunla yıka.
-Wash your hands with a bar of soap.
- soap
- (fiil) sabunlamak
- soap
- katiyen
- soap
- süs
- soap
- soap bubble sabun köpüğü
- soap
- radyo veya televizyonda yayınlanan bir seri melodram
- soap
- soap dish sabunluk
- soap
- (Tıp) biohcem. Sabun
- soap
- (isim) sabun
- soap
- imkânsız
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
money offered as a bribe teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- soap
money offered as a bribe
Heceleme
mon·ey offered as a bribeTürkçe nasıl söylenir
mʌni ôfırd äz ı braybTelaffuz
/ˈmənē ˈôfərd ˈaz ə ˈbrīb/ /ˈmʌniː ˈɔːfɜrd ˈæz ə ˈbraɪb/
Resimler
Geçmiş
Favoriler