Öğle yemeğini yedin, değil mi?
 - You have eaten lunch, haven't you?
Öğle yemeğini bahçede yiyoruz.
 - We are having lunch in the garden.
Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeklerini yerler.
 - They usually have breakfast at half past seven o'clock and eat their lunch at twelve.
Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı.
 - There were some men eating their lunches under the trees in front of the library.
Öğle yemeği yemeden önce ellerimi yıkarım.
 - I wash my hands before eating lunch.
Biz erken bir öğle yemeği yedik.
 - We had an early lunch.
Tom'un öğle yemeği yemek için zamanı yoktu.
 - Tom didn't have time to eat lunch.
Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.
 - Tom didn't feel like eating lunch.