Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.
 - I don't like grilled fish, let alone raw fish.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
 - He can't even read, let alone write.
Koşmayı bırak, yürüyemiyorum bile.
 - I can't even walk, let alone run.
Bırak bir ulusu, o kendi ailesini idare edemez.
 - He can't run his own family, let alone a nation!
I wish he would let me alone so I could get some sleep.
I didn't even notice it, let alone mind it.