İngilizce - Türkçe
laute teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- loudly
- yüksek sesle
Yüksek sesle konuşmak zorunda değilsin. Seni çok net şekilde duyabiliyorum.
-You don't have to speak so loudly. I can hear you very clearly.
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
-Someone is knocking loudly at the door.
- lute
- (Muzik) luth eski telli bir çalgı
- lute
- lök
- loudly
- bağırarak
- lute
- kopuz
- lute
- ut
- loudly
- gürültüyle
- loud one
- yüksek bir
- lute
- {i} macun
- lute
- borunun ek yerlerini yapıştırmak için kullanılan ince toz haline getirilmiş bir kil bileşimi
- lute
- sıva/ut
- lute
- böyle bir bileşimle sıvamak
İlgili Terimler
Almanca - İngilizce
laute teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- sounds
- lute
- speech sounds
- loud one
- unquietly
- loudly
He spoke more and more loudly.
-Er sprach immer lauter.
The middle-aged women kept talking loudly all the way.
-Die Frau mittleren Alters unterhielt sich die ganze Strecke lang mit lauter Stimme.
- Laute spielen
- to play (on) the lute
- Assimilation (Angleichung benachbarter Laute) (Lautlehre)
- assimilation (phonemics)
- Füll-Laute
- hesitation sounds
- Füll-Laute
- hesitation vowels
- Füll-Laute
- fillers
- Metathese (Vertauschen benachbarter Laute)
- metathesis
- Sie hat eine Vorliebe für laute Musik.
- She has a liking for loud music
- fremde Laute
- sounds of a foreign tongue
İlgili Terimler
laute
Resimler
Geçmiş
Favoriler