Raisins are dried grapes.
- Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
He dried his wet clothes by the fire.
- Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.
Tom applied a drying agent to his weeping wound.
- Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.
You were drying clothes.
- Sen elbiseleri kurutuyordun.
Did you bring a hair dryer?
- Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?
Why are you drying your hair?
- Niçin saçını kurutuyorsun?