konferanslar

listen to the pronunciation of konferanslar
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar,Eğitim) conferences

You attend conferences abroad. - Yurtdışında konferanslara katılıyorsun.

He attends medical conferences. - O tıbbi konferanslara katılır.

lectures

Many of the students felt that the professor should have spent more time preparing his lectures. - Öğrencilerden çoğu profesörün konferanslarını hazırlarken daha fazla zaman harcaması gerektiğini hissettiler.

You are sensitive about lectures. - Konferanslar hakkında hassassın.

konferans
(Hukuk) conference

The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin. - Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.

Why are you going to Japan? To attend a conference in Tokyo. - Neden Japonya'ya gideceksin? Tokyo'da bir konferansa katılmak için.

konferans
lecture

The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner. - Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.

Many students were present at the lecture. - Çok sayıda öğrenci konferansta hazır bulundu.

konferans
{i} proceeding
konferans
(Bilgisayar) conferencing
konferans
public lecture
konferans
reading
konferans
news conference
konferans
thinkin
konferans
(international) conference
Türkçe - Türkçe

konferanslar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

KONFERANS
(Osmanlı Dönemi) Fr. Dinleyicilere herhangi bir mevzu hakkında bilgi vermek gayesiyle yapılan konuşma
konferans
Milletlerarası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı: "Hatta milletlerarası konferanslara gazetelerde adı geçebilecek, yüksek seviyeli bir konuşucu mu yollarız."- F. R. Atay
konferans
Milletler arası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı
konferans
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma
konferans
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma: "Hiçbir konferansa zevkle gittiğimi hatırlamam."- O. V. Kanık