Some famous foreign runners entered that race.
- Bazı ünlü yabancı koşucular o yarışa girdi.
I want to get away from the rat race.
- Koşuşturmadan kurtulmak istiyorum.
They are running in the park.
- Onlar parkta koşuyorlar.
A rabbit is running in the garden.
- Bahçede bir tavşan koşuyor.
A rabbit is running in the garden.
- Bahçede bir tavşan koşuyor.
Don't run about wildly in the room.
- Odada çılgın gibi koşuşturma.
My older sister goes jogging every day.
- Ablam her gün koşuya gider.
I make it a rule to go jogging every morning.
- Her sabah koşuya gitmeyi kural haline getiririm.
I'm literally on a treadmill.
- Ben tam anlamıyla bir koşu bandında yaşıyorum.
Tom was sweating profusely after a half an hour on the treadmill.
- Tom, koşu bandındaki yarım saatten sonra çok terliyordu.