Fadil didn't have anything to do with Layla's disappearance.
 - Fadıl'ın Leyla'nın kayboluşuyla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu.
The disappearances in the Bermuda Triangle are inexplicable.
 - Bermuda Üçgenindeki kayboluşlar esrarengizdir.
The snow will soon disappear.
 - Kar yakında kaybolacak.
Tom disappeared without a trace.
 - Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
 - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
I am afraid that you will get lost.
 - Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
I have a good sense of direction, so I don't get lost.
 - Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
Wherever I may go, I will get lost.
 - Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.