He deliberately kept on provoking a confrontation.
- O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
Police think the fire was deliberately lit.
- Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
Tom made this mistake intentionally.
- Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
You're intentionally throwing the game.
- Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.
Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
- Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?