Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.
 - The man turned permanently blue after he drank the silver solution.
Hala gençsin ama kalıcı olarak değil.
 - You're still young, but not permanently.
Düşmanlıklar kalıcı olarak durdu.
 - Hostilities permanently ceased.