Tom took a step forward.
 - Tom ileriye doğru bir adım attı.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
 - Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
 - Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
Life can only be understood backwards, but it must be lived forwards.
 - Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.
His handwriting slants forwards, whereas hers slants backwards.
 - Onunki geriye doğru eğimli iken onun el yazısı ileri doğru eğimlidir.
Laughter is like a windshield wiper. It can't stop the rain, but it lets you move ahead.
 - Kahkaha bir cam sileceği gibidir. Yağmuru durduramaz, ancak seni ileri doğru hareket ettirir.