ikna et

listen to the pronunciation of ikna et
Türkçe - İngilizce
convince

Tom convinced Mary that John was innocent. - Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.

He convinced his daughter to not marry Tom. - O, Tom'la evlenmemesi için kızını ikna etti.

persuade

I persuaded him to go to the party. - Onu partiye gitmeye ikna ettim.

I think there is no point in trying to persuade him. - Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.

talk into
brought around
{f} jolly
induce
{f} persuaded

I persuaded him to consult a doctor. - Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.

The salesperson persuaded her to buy the dress. - Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.

bring around
overpersuade
talkinto
bringaround
broughtaround
convincing

It's Tom who needs convincing. - İkna etmeye ihtiyacı olan Tom'dur.

Convincing Tom to do the right thing was hard. - Tom'u doğru şeyi yapması için ikna etmek zordu.

talk#into
convinced

Tom convinced Mary that John was innocent. - Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.

Tom certainly convinced me that I should lose some weight. - Tom biraz zayıflamam konusunda kesinlikle beni ikna etti.