They believed it violated the laws of God.
- Onun, Allah'ın yasalarını ihlal ettiğine inanıyorlardı.
You are not allowed to violate the rules.
- Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
- Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
You've violated our trust.
- Güvenimizi ihlal ettin.