Sami needed a few co-workers to assist.
- Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
Tom went out with a group of co-workers.
- Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı.
This is Tom, my colleague.
- Bu Tom, iş arkadaşım.
My colleague and her husband are both American.
- İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
The coworker claimed he had missed the bus.
- İş arkadaşı otobüsü kaçırmış olduğunu iddia etti.
Mary saw Tom flirting with a coworker.
- Mary Tom'un bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.
They are collaborators.
- Onlar iş arkadaşıdırlar.