Bayramlardan nefret ederim, çünkü bayramlarda neşeli ve mutlu olmalıyım ve olamıyorum.
- I hate holidays, because I ought to be merry and happy on holidays, and can't.
Ulusal bayramlarda bayrakları havaya kaldırmalıyız.
- We put up the flags on national holidays.
Bugün İzlanda'da ulusal bir bayramdır.
- Today is a national holiday in Iceland.
Paskalya İsa Mesih'in dirilişini kutlayan önemli bir Hıristiyan bayramıdır.
- Easter is an important Christian holiday celebrating the resurrection of Jesus Christ.
Tatilde deniz kenarına giderdik.
- We used to go to the seaside on holiday.
Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
- Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
- She talked her husband into having a holiday in France.
Ebeveynleriyle tatile çıkmayı reddetti.
- He refused to go on holiday with his parents.
Ne yazık, bu sene tatile çıkamayacaksınız!
- It's too bad that you won't be able to take a holiday this year!
Sadece bir tatil yaptın.
- You just had a holiday.
Biz harika bir tatil yaptık.
- We had a wonderful holiday.
Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim.
- I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
- Circumstances do not permit me such a holiday.
Where will you be spending the holidays?.
I want to take a French course this summer holiday.
... 304 up you know three or four thousand on holidays ...
... web sites if you've been browsing at holidays for ...