Balıkçıl dalıcı bir kuştur.
 - The heron is a wading bird.
Balıkçıl her gün yemek için avlanmak zorundadır.
 - The heron had to hunt for food every day.
Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.
 - My books are in Romanian; hers are in English.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
 - We compared his work with hers.
Bu onun tişörtü. O tişört de onunkidir.
 - This is her T-shirt. That T-shirt is hers, too.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
 - We compared his work with hers.