having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold

listen to the pronunciation of having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold
İngilizce - Türkçe

having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cool
{s} klas

Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım. - I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.

Ben topal olmak istemiyorum. Ben klas olmak istiyorum. - I don't want to be lame; I want to be cool!!

cool
{f} serinletmek
cool
{f} yatışmak
cool
serinleşmek
cool
serinlik

Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik. - We felt the coolness when we arrived at the river.

cool
sakinlik
cool
soğukkanlı

Soğukkanlılığımı sürdürmeliydim. - I should've kept my cool.

Soğukkanlılığını kaybetme. - Don't lose your cool.

cool
serinlemek

Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir? - What's your favorite way to stay cool in the summer?

Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır. - A pig will wallow in the mud in order to cool down.

cool
soğutmak

Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu. - Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.

Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz. - By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.

cool
serinkanlılıkla
cool
Soğukkanlılığını kaybetti
cool
{s} tamı tamına
cool
mükemmel

Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel. - Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.

cool
serinsoğukkanlılık
cool
He blew his cool
cool
{s} abartısız
cool
{s} insanı serin tutan (giysi)
İngilizce - İngilizce
cool
having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold