havens

listen to the pronunciation of havens
İngilizce - Türkçe
(Askeri) (MOVING) SEYYAR BARINAK: Bak. "moving havens"
haven
sığınak
haven
{i} liman
haven
barınak
haven
liman şehri
submarine havens
(Askeri) denizaltı barınakları
tax havens
vergi cennetleri
haven
sığınmak
haven
limana girmek
haven
liman/sığınak
haven
Iiman
moving havens
(Askeri) MÜTEHARRİK EMNİYET SAHALARI (SEYYAR BARINAK): Taarruzun dost kuvvetler tarafından önlenmesine mevcut taarruz tahditlerinin yetersiz olabileceği sahalardan geçen su altı ve su üstü gemilerine bir emniyet tedbiri sağlamak amacıyla tesis edilmiş hava tahditli bölgeleri. Ayrıca bakınız: "Moving submarine haven", "moving surface ship haven" ve "submarine sanctuaries"
moving havens
(Askeri) seyyar barınaklar
submarine havens
(Askeri) DENİZALTI BARINAKLARI: Muharebe dışı denizaltı faaliyetlerine mahsus ve aşağıdaki bölgeleri içine alan belirli deniz sahaları: a. Bölge, filo veya dengi komutanlıklarca bildirilmiş denizaltı barınakları. b. Muharebe dışı sahalarda denizaltı faaliyetleri ve eğitim için ayrılmış bölgeler. c. Seyir halindeki denizaltıların tahminini mevkiinden belirtilen yönde 50 deniz mili ileriye, 100 deniz mili geriye ve yanlarda 15'er deniz mili olmak üzere "Denizaltı Hareket Raporları" ile tesis edilmiş intikal sahaları. Ayrıca bakınız: "moving havens"
İngilizce - İngilizce
third-person singular of haven
haven
To put into, or provide with a haven
safe havens
plural form of safe haven
tax havens
plural form of tax haven
haven
{n} a harbor, shelter, reluge, retreat
Richie Havens
{i} (born 1941) American folk singer, performer at the 1969 Woodstock festival
haven
A place of safety; a refuge or sanctuary
haven
A bay, recess, or inlet of the sea, or the mouth of a river, which affords anchorage and shelter for shipping; a harbor; a port
haven
a sheltered port where ships can take on or discharge cargo
haven
A haven is a place where people or animals feel safe, secure, and happy. Lake Baringo, a freshwater haven for a mixed variety of birds. see also safe haven = refuge. a place where people or animals can live peacefully or go to in order to be safe haven for
haven
A harbour or anchorage protected from the sea
haven
a shelter serving as a place of safety or sanctuary
haven
A place of safety; a shelter; an asylum
haven
{f} shelter, provide refuge, provide a safe haven
haven
To shelter, as in a haven
haven
{i} sheltered place, refuge, harbor, sanctuary; anchorage
havens

    Türkçe nasıl söylenir

    heyvınz

    Telaffuz

    /ˈhāvənz/ /ˈheɪvənz/

    Etimoloji

    [ 'hA-v&n ] (noun.) before 12th century. Middle English, from Old English hæfen; akin to Middle High German habene harbor.