have-to

listen to the pronunciation of have-to
İngilizce - Türkçe
zorunda olmak

Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek zorunda olmak istemiyorum. - I don't want to have to listen to Tom sing that song again.

Kimseyi incitmek zorunda olmak istemiyorum. - I don't want to have to hurt anyone.

-meli
-malı
mecburiyetinde kalmak
gerekmek

Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir. - Mutual steps have to be taken.

-mek zorunda olmak
mecbur olmak
zorunda kalmak

Sen sadece Tom'u öpmek zorunda kalmaktan korkuyorsun. - You're just afraid you'll have to kiss Tom.

Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak. - I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.

-meli, -malı: I have to go. Gitmeliyim. had better -se iyi olur: I had better go. Gitsem iyi olur
İngilizce - İngilizce
Must (logical conclusion)

It has to be an electrical fault.

Must; need to; to be required to. Indicates obligation

You have to wear a seat belt.

have-to

    Videolar

    ... In general, I think we have to understand ...
    ... And then I probably would have to say my Grammys dress. ...