hase teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- n. r. 'ha: zı tavşan
- n {'ha: zı} r tavşan
- [der] tavşan
- kaşar
- yabani tavşan
- tavşan
Almanya'da yine kar yağdı. Maalesef tavşanımız kaza geçirdi. O yüzden teslimat biraz gecikerek daha sonra gönderilecektir. Yine de mutlu Paskalyalar!
-In Deutschland hat es schon wieder geschneit. Leider hatte unser Hase einen Unfall. Die Lieferung wird sich daher etwas verzögern. Trotzdem frohe Ostern!
- ein alter Hase
- kaçın kurası
İlgili Terimler
hase teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- rabbit
- tavşan
Bahçede bir tavşan koşuyor.
-A rabbit is running in the garden.
Şu tavşan benim turpları alıp kaçıyor.
-That rabbit's getting away with my radishes!
- hare
- {i} yabani tavşan
- hare
- kaçan kimse/yabani tavşan
- hare
- Lepus europaeus hare and hounds yola ufak kağıt parçaları saçarak oynanan tavşan oyunu
- hare
- hızla koş
- hare
- {i} tavşan
Bir tavşan, bir kaplumbağa ile yarıştı.
-A hare raced with a tortoise.
2014 Sochi Kış Olimpiyatlarının resmi maskotları Kutup Ayısı, Tavşan, Leopar ve Kar Tanesi ve Işık Demeti adlarındaki iki uzaylıdır.
-The 2014 Sochi Winter Olympics official mascots are The Polar Bear, The Hare, The Leopard and two aliens called The Snowflake and The Ray of Light.
- hare
- fırlamak
- hare
- (off ile) çok hızlı koşmak
- hare
- kaçmak
- hare
- tüymek
- jackrabbit
- uzun ayaklı amerikan tavşanı
- rabbit
- adatavşanı
- rabbit
- kafa ütülemek
- jackrabbit
- kır tavşan
- rabbit
- Oryctolagus cuniculus
- rabbit
- rabbit warren evcil tavşan üretmeye mahsus kafes veyarabbit punch enseye indirilen el darbesi
- rabbit
- (isim) tavşan, adatavşanı, korkak, ödlek, acemi oyuncu (golf vb.), kötü oyuncu (golf vb.)
İlgili Terimler
hase teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- hare
A hare raced with a tortoise.
-Ein Hase lief mit einer Schildkröte um die Wette.
Hares have long ears.
-Hasen haben lange Ohren.
- rabbit
- stager
- jackrabbit
- Hase (Sternbild)
- Lepus
- Hase (Sternbild)
- Hare
- Haken schlagen (Hase)
- to double (rabbit)
- Da liegt der Hase im Pfeffer!
- There's the rub!
- Da liegt der Hase im Pfeffer!
- That's the snag!
- Da liegt der Hase im Pfeffer.
- Therein lies the rub
- Die Schildkröte und der Hase (Werktitel / von Äsop)
- The Tortoise and the Hare (work title / by Aesop)
- Er ist ein alter Hase.
- He's an old stager
- Ich möchte einmal schauen, wie der Hase läuft.
- I want to see how the wind blows
- Ist der Löwe tot, so rauft ihn auch der Hase beim Bart.
- Hares may pull dead lions by the beard
- Mein Name ist Hase (, ich weiß von nichts).
- I haven't the faintest idea
- Mein Name ist Hase (, ich weiß von nichts).
- I haven't got a clue
- Wir haben ihn ausgewählt, weil er weiß, wie der Hase läuft.
- We chose him, because he knows the name of the game
- alter Hase
- old-timer
- alter Hase
- old hand
- ein überfahrener Hase
- a roadkill rabbit
- falscher Hase
- meat loaf
- falscher Hase
- meatloaf
- hoppeln (Hase)
- to lollop (along) (rabbit)
- junger Hase
- young hare
- junger Hase
- leveret
- junger Hase
- bunny
- wissen, wie der Hase läuft
- to know the score
- wo sich Fuchs und Hase gute Nacht sagen
- in the sticks
- wo sich Fuchs und Hase gute Nacht sagen
- in the middle of nowhere
İlgili Terimler
hase teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- See Haze, v
hase teriminin Kürtçe Almanca sözlükte anlamı
- hasê kirin
- festsetzen
- hasê kirin
- hineinjagen
- hasê kirin
- hineintreiben
- hasê kirin
- einschließen