Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
 - Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
She may have gone out to do some shopping.
 - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
 - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
Who's your favorite heavy metal guitarist?
 - Favori heavy metal gitaristin kim?
I just can't get along with him.
 - Onunla anlaşamadım gitti.
We went to London last year.
 - Geçen yıl Londra'ya gittik.
Yumi went there by herself.
 - Yumi oraya kendi gitti.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
 - Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.
I want to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.