O mektubu okurken ağladı.
- She wept reading the letter.
O sadece babasının mezarından önce sürekli ağladı.
- She simply wept a river of tears before her father's grave.
Alçak! Ne yapıyorsun, diye bağırdım.
- Scoundrel! I cried, what are you doing?
Kralın kızını kazanmalıyım! diye bağırdı ikisi de.
- I shall win the king's daughter! they both cried.