Bir havuç, bir pancar ve bir brokoliye ihtiyacımız var. Onlar çiğ olmalı, pişirilmiş değil.
- We need a carrot, a beet, and broccoli. They need to be raw, not cooked.
Biftek mükemmel pişirilmişti.
- The steak was cooked to perfection.
Tom bana birkaç yumurta kaynattı.
- Tom boiled me some eggs.
Tom kuyu suyunu kaynattı böylece o içmesi güvenli olacaktı.
- Tom boiled the well water so it would be safe to drink.
Öğle yemeği için biraz ekmek ve bir kaynamış yumurta yedim.
- I ate some bread and a boiled egg for lunch.
Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
- How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
Biz bütün kış haşlanmış patates yedik.
- We ate boiled potatoes all winter.
Kahvaltı için haşlanmış bir yumurta istiyor musunuz?
- Do you want a boiled egg for breakfast?
Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
- The two boys cooked their meal between them.