first-line

listen to the pronunciation of first-line
İngilizce - Türkçe
(Tıp) ilk seçenek
(Bilgisayar) ilk satır
(Bilgisayar) ilk çizgi
first line life
(Askeri) BİRLİKTE GEÇEN SÜRE (HV.): a. Güdümlü füze veya uzaktan komutalı aracın teslim edildiği an ile atıldığı, sarfedildiği veya demode olduğu ana kadar geçen süre. b. Destek teçhizatının teslim edildiği an ile demode olduğu ana kadar geçen süre. Füze ve destek teçhizatı için bu süre planlama maksadıyla beş yıl olarak ele alınır
indent first line
İlk satır girintili
İngilizce - İngilizce
Being the preferred, standard, or first choice. (first-line treatment of tuberculosis) ¯ Compare SECOND-LINE
first line manager
First-line managers of retail sales workers supervise the employees in the different specialty departments, such as produce, meat, and bakery. These managers train employees and schedule their hours; oversee ordering, inspection, pricing, and inventory of goods; monitor sales activity; and make reports to store managers