fahrplanmäßig teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- on time
- vaktinde
Eğer şimdi başlarsan vaktinde varman gerekir.
- You ought to be on time if you start now.
Tom her zaman vaktinde gelmez fakat Mary genellikle gelir.
- Tom doesn't always arrive on time, but Mary usually does.
- on time
- dakikası dakikasına
- on time
- tam zamanında
Oyun tam zamanında başladı.
- The play began exactly on time.
Benden onu tam zamanında uyandırmamı istedi.
- He asked me to wake him up on time.
- on time
- vakitli
- scheduled
- {s} tarifeli
Uçağın tarifeli uçuş saati nedir?
- What's the flight's scheduled arrival time?
- scheduled
- (Bilgisayar) zamanlandı
Tom sonraki hafta Boston'a gelmek için zamanlandı.
- Tom is scheduled to come to Boston next week.
- scheduled
- (Bilgisayar) zamanı belirlenmiş
- scheduled
- programlanmış olan
- on schedule
- planlanan sögende
- on schedule
- beklenen sögende
- on time
- zamanında
Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar.
- Recently, they have not been giving her her paycheck on time.
Uçak zamanında kalktı.
- The plane took off on time.
- on time
- tam vaktinde
Sonuçta istasyona koştum ve bir şekilde tam vaktinde oraya ulaştım.
- In the end I ran to the station, and somehow got there on time.
- scheduled
- {f} planla
Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
- What time is your plane scheduled to leave?
Tom 20 Ekimde Boston'da bir konser vermeyi planladı.
- Tom is scheduled to give a concert in Boston on October 20th.
- on schedule
- tam zamanında, vaktinde, tarifede belirtilen zamanda
- scheduled
- planlanmış
Toplantı zaten planlanmıştı.
- The meeting has already been scheduled.
Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
- What time is your plane scheduled to leave?
- on time
- nında, vaktinde, vakitli: She's always on time. Her zaman vaktinde gelir
- scheduled
- {s} belirlenmiş
