fırtına

listen to the pronunciation of fırtına
Türkçe - İngilizce
storm

We took refuge in a cave and waited for the storm to pass. - Mülteciyi bir mağaraya götürdük ve fırtınanın geçmesini bekledik.

Fortunately they had no storms on the way. - Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.

hurricane

Hurricanes are violent storms. - Kasırgalar şiddetli fırtınalardır.

Hurricanes are violent storms. - Kasırga demek azgın fırtına demektir.

squall

Squalls are expected later tonight. - Bu gece daha sonra şiddetli fırtına bekleniyor.

tempest
gale

Please be careful of gales and large waves. - Lütfen fırtınalara ve yüksek dalgalara karşı dikkatli olun.

terrible difficulty
bewilderment
snorter
storm, tempest, gale
gust

Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death. - Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.

windstorm
turbulent
weather

He must be crazy to go out in this stormy weather. - Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.

I hope this stormy weather won't go on. - Bu fırtınalı havanın devam etmeyeceğini umuyorum.

(Askeri) strong gale
thunderstorm

Thunderstorms are scary. - Fırtınalar korkutucu.

The thunderstorm produced a lot of lightning. - Fırtına bir sürü yıldırım üretti.

the storm
firestorm

Even those in hospitals won't be saved from the coming meteor-caused firestorm! - Hatta bu hastaneler önümüzdeki meteor kaynaklı yangın fırtınasından kurtulmuş olmayacak!

gök gürültülü fırtına
thunderstorm

Do you like thunderstorms? - Gök gürültülü fırtınaları sever misin?

Black clouds announced the coming thunderstorm. - Siyah bulutlar gelen gök gürültülü fırtınayı bildirdi.

fırtına bulutu
storm cloud, thundercloud
fırtına bulutu
thundercloud
fırtına gibi
at the double, on the double
fırtına gibi 1
suddenly and quickly. 2. impetuous, always in a hurry
fırtına gibi esmek
bluster
fırtına gibi esmek
storm
fırtına gözü
bull's-eye squall
fırtına kopmak
blow great guns
fırtına kopmak
a) (storm) to break out b) (fight) to break out
fırtına kopmak
1. (for a storm) to break suddenly. 2. to break out in noisy arguments
fırtına kuşu
mallemuck
fırtına kuşu
storm petrel
fırtına kuşu
petrel
fırtına kırlangıcı
stormbird
fırtına kırlangıcı
stormy petrel
fırtına kırlangıcı
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: fırtınakuşugiller) [syn.: fırtına kırlangıcı, fırtınakuşu] storm petrel
fırtına kırlangıcı
storm petrel
fırtına mı çıkacak acaba
I wonder if there will be a storm
fırtına patlamak
(for a storm) to break suddenly
fırtına patlamak
squall
fırtına uyarısı
storm warning
fırtına yemiş
weather beaten
fırtına yemiş
storm beaten
fırtına yüzünden gecikmiş
stormbound
fırtına çıkacağa benziyor
the sky threatens a storm
fırtına çıkmak
squall
fırtına çıktı
A storm came up
dev fırtına dalgaları
(Askeri) extreme storm waves
dindirmek (fırtına vb'ni)
still
dinmek (fırtına)
blow over
kopmak (fırtına)
break
kuvvetli fırtına
(Askeri) storm
kuvvetli fırtına
(Meteoroloji) strong gale
tropik fırtına
tropical storm
içinde fırtına kopmak
there is a a storm inside of me
içinde fırtına kopmak
feel enthusiasm
Karadeniz fırtına, al pırtını sırtına
(Konuşma Dili) Things here are in a bad way; you'd better pack up and clear out
Rüzgâr eken fırtına biçer
Sow the wind and reap the whirlwind
ani fırtına
white squall
bir bardak suda fırtına
a storm in a teacup
bir bardak suda fırtına koparmak
to raise a tempest in a teapot
boz fırtına kırlangıcı
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: fırtınakuşugiller) Swinhoe's storm-petrel
döner fırtına
whirlwind
elektrikli fırtına
electric storm
elektriksel fırtına
electric storm
gök gürültülü şimşekli ve yağmurlu fırtına
rain accompanied by thunder
gök gürültülü şimşekli ve yağmurlu fırtına
thundershower
kutup fırtına kuşu
northern fulmar
kutup fırtına kuşu
fulmar
kutup fırtına kuşu
mallemuck
manyetik fırtına
magnetic storm
rüzgâr ekip fırtına biçmek
to sow the wind and reap the whirlwind
tozkoparan fırtına
dust storm
yangının neden olduğu fırtına
firestorm
ölçü fırtına
(Çevre) unit storm
şimşekli fırtına
electric storm
Türkçe - Türkçe
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma: "Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden bereket fırtına dindi."- B. Felek
Güç atlatılan kötü durum: "Fırtınanın yaklaştığını anladığı hâlde anlamamış görünüyor, şarkısını mırıldanıyordu."- R. N. Güntekin
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr
Güç atlatılan kötü durum
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı: "Kâmuran'ın ağlamasının kalbimde uyandırdığı fırtınaya kendim de şaşıyorum."- H. E. Adıvar
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık; sıkıntı
Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr
(Adlar, İsimler) baybora
bozbora
(Osmanlı Dönemi) HUSUM
(Osmanlı Dönemi) NEVCET
FIRTINA
(Osmanlı Dönemi) Şiddetli rüzgârla denizin dalgalanıp karışması
FIRTINA
(Osmanlı Dönemi) Rüzgârın çok şiddetli esmesi
fırtına kuşu
Perde ayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, deniz ördeği (Thalassidroma pelagica)
fırtına kuşugiller
Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya
fırtına uğrağı
Fırtınalı yer veya fırtınanın çok olduğu yer
fırtına