eza

listen to the pronunciation of eza
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Hayır ve sadaka yoluyla mal vermede gururlanmak. Tetavül etmek
(Osmanlı Dönemi) Sıkıntı, eziyet, zulüm, cevr, sitem, renc, incinmek. İnsanın kerih görüp mahzun olduğu şey
(Osmanlı Dönemi) Ticarette kaybetme, zarar etme
(Osmanlı Dönemi) Kibir ve gururunu bıraktırma
Üzme, sıkıntı verme, üzgü
Kibrit
Üzme, sıkıntı verme, üzgü: "Gün geçtikçe içimde anlaşılmaz bir eza uyanmaya başlamıştı."- R. N. Güntekin
eza cefa
Baskı ve zulüm
eza