eyer'e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum

listen to the pronunciation of eyer'e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
Türkçe - İngilizce
(Tıp) saddle
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
A seat on a bicycle, motorcycle etc
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
A cut of meat that includes both loins and part of the backbone
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
To put a saddle on an animal
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
Describes a chair seat in which the sides and back are scooped away from a central ridge, resembling the pommel of a saddle Often seen in Windsor chairs
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
a seat for the rider of a bicycle
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
impose a task upon, assign a responsibility to; "He charged her with cleaning up all the files over the weekend"
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
Usually made of bone or hard plastic, the saddle sits on the bridge (which is glued to the soundboard) of the guitar It is located the same distance from the 12th fret as the nut on the neck It creates the end of the vibrating string on the body The saddle is often moved slightly to improve intonation and compensate shortcomings of the guitar design
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
An additional short length of belting added to an existing belt for repair
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
This describes the piece of plastic/bone on an acoustic guitar which actually raises the strings above the bridge and places them in playing position
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
same as cricket
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
A saddle is a seat on a bicycle or motorcycle
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
A part, as a flange, which is hollowed out to fit upon a convex surface and serve as a means of attachment or support
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
in Australia
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
A ridge connected two higher elevations; a low point in the crest line of a ridge; a col
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
to burden or encumber
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
to get into a saddle
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
put a saddle on; "saddle the horses
eyer''e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum
What you sit on a k a seat
eyer'e benzeyen çökük kısım, eyer şeklinde küçük oluşum

    Heceleme

    e·yer·'e ben·ze·yen çö·kük kı·sım, e·yer şek·lin·de kü·çük o·lu·şum

    Telaffuz