We've walked all around the lake.
- Biz gölün etrafında yürüdük.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.
A high wall stands all about the garden.
- Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor.
There was a high wall about the garden.
- Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı.
The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.
- Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.
Tom glanced round the room.
- Tom odanın etrafında göz gezdirdi.