İngilizce - Türkçe
enlarging or reducing the size of a displayed area or window teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- zoom
- (to) büyütmek
- zoom
- (to) Yakınlaştırmak
- zoom
- (Bilgisayar) yakınlaş
Bu yakınlaştırma tuşu.
-This is the zoom button.
O bir yakınlaştırma lensi kullandı.
-She used a zoom lens.
- zoom
- zum yapmak
- zoom
- {f} vınlamak
- zoom
- Büyütmek
- zoom
- (İnşaat) yakından bakmak
- zoom
- {f} birden yükselmek (uçak)
- zoom
- {f} yoğunlaşmak
- zoom
- (Askeri) ANİ ÇEKİLİŞ, ŞANDEL: Bir uçağın yukarı doğru yaptığı ani yükseliş
- zoom
- {f} k.dili. büyük bir hızla artmak
- zoom
- {i} birden yükselme
- zoom
- mesafeyi ayarlayan mercek
- zoom
- mesafeyi ayarlamak
- zoom
- Yakınlaştırmak
- zoom
- {f} k.dili. büyük bir hızla gitmek, tam gazla gitmek
- zoom
- (isim) birden yükselme, fırlama
- zoom
- {f} fırlamak
- zoom
- foto
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
enlarging or reducing the size of a displayed area or window teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- zoom
enlarging or reducing the size of a displayed area or window
Heceleme
en·larg·ing or re·du·cing the size of a dis·played ar·e·a or win·dowTürkçe nasıl söylenir
înlärcîng ır ridusîng dhi sayz ıv ı dîspleyd eriı ır wîndōTelaffuz
/ənˈlärʤəɴɢ ər rēˈdo͞osəɴɢ ᴛʜē ˈsīz əv ə dəˈsplād ˈerēə ər ˈwəndō/ /ɪnˈlɑːrʤɪŋ ɜr riːˈduːsɪŋ ðiː ˈsaɪz əv ə dɪˈspleɪd ˈɛriːə ɜr ˈwɪndoʊ/
Resimler
Favoriler