Hayalleri paramparça edildi.
 - His dreams were shattered.
Tüp, patlama sonucu paramparça oldu.
 - The tube was shattered by the explosion.
Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
 - Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
Tom son derece sarhoş.
 - Tom is extremely smashed.
Onun eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir biçme makinesi vardı.
 - He had an old pickup truck and a big, battered mower.
Fadıl çok açık bir şekilde hırpalanmıştı.
 - Fadil was very clearly battered.