Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
- Magic is the art of changing superstition into money.
Sihirbazlık gösterisi bugün harikaydı.
- The magic show was awesome today.
Her lamba büyülü değildir.
- Not every lamp is magic.
Ona büyü yapacağım ve bir kurbağaya çevireceğim.
- I'll use magic on him and turn him into a frog.
Bir sihirbaz olmak istiyorum.
- I want to be a magician.
Kız, sihir gibi kayboldu.
- The girl vanished like magic.
Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
- Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
Onu öpmek büyülü, unutulmaz bir andı.
- Kissing her was a magical, unforgettable moment.
Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor.
- The boy knows many magic tricks.
Pek çok eğlenceli sihirli hileler bilir.
- He knows many amusing magic tricks.
That movie is just swords and sorcery in space.
- Der Film dreht sich eigentlich nur um Schwerter und Zauberei im All.