The insurance company will compensate her for the loss.
 - Sigorta şirketi zarar için onu telafi edecek.
Their losses reached one million yen.
 - Zararları bir milyon yene ulaştı.
It can harm your eyes to read in the sun's light.
 - Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
There may be a killer who looks harmless in any social network.
 - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
We went to court when they refused to pay for the damage.
 - Zararı ödemeyi reddettikleri için mahkemeye gittik.
The government compensated the farmers for the damage to the crops.
 - Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.
Drinking on an empty stomach is bad for your health.
 - Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
Is eating between meals really bad for your health?
 - Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?
If you eat a spoonful of sugar or a small piece of whole wheat bread, it seems that the bread would be less detrimental.
 - Bir kaşık şeker veya küçük bir parça tam buğday ekmeği yerseniz, ekmek daha az zararlı olacaktır.
The poor educational policy is a detriment to Japan.
 - Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
The damage will cost us a lot of money.
 - Zarar bize çok paraya mal olacak.
They ravaged the countryside, obliterating everything in their path.
 - Kırsal alana zarar verdiler, yollarında her şeyi bozuyorlardı..
Thoughtless speech may give rise to great mischief.
 - Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
Tom didn't intend to hurt Mary's feelings.
 - Tom Mary'nin duygularına zarar vermek niyetinde değildi.
If you ever do anything to hurt Tom, I'll kill you.
 - Tom'a zarar verecek bir şey yaparsan, seni öldürürüm.
They sued the government for damages.
 - Zararlar için hükümete dava açtılar.
She sued him for damages.
 - O, ona zararlar için dava açtı.
I'm sorry I hurt you. Don't apologize. You didn't do anything wrong, Tom.
 - Ben size zarar verdiğim için üzgünüm. Özür dileme. Sen yanlış bir şey, yapmadım, Tom.
A word spoken at the wrong time can do very much more harm than good.
 - Yanlış zamanda konuşulan bir söz iyilikten çok daha fazla zarar yapabilir.
Heavy smoking impaired his health.
 - Çok sigara içmek sağlığına zarar verdi.
Lack of sleep was undermining her health.
 - Uyku eksikliği gizliden gizliye onun sağlığına zarar veriyordu.